Bridgewater Associates’ın kurucusu Ray Dalio, artan borç seviyelerinin ve tırmanan jeopolitik gerilimlerin etkisiyle küresel bir finansal krizin ufukta olabileceği konusunda uyardı.
13 Nisan’da yaptığı konuşmada Dalio, geçmiş durgunluklardan daha ağır bir düşüşle sonuçlanabilecek ekonomik ve siyasi risklerin birleştiğini anlattı.
“Bir finansal sorun var. Bir dengesizlik sorunu var,” dedi ve sürdürülemez borç birikimini ana kaygı olarak işaret etti.
Dalio, tarihsel döngüleri şekillendiren beş güç belirledi: ekonomik eğilimler, iç siyasi çatışma, uluslararası güç değişiklikleri, doğal olaylar ve teknolojik ilerlemeler.
Şu anda 36 trilyon doları aşan ABD ulusal borcunu büyüyen bir tehdit olarak vurguladı. Borç ihracı ile yatırımcı talebi arasında yaşanan dengesizlik, küresel piyasaları istikrarsızlaştırabilir, diye uyardı.
Dalio, uzun vadeli ekonomik bozulmayı önlemek için federal açığın GSYH’nin %3’üne düşürülmesini önerdi. Böyle önlemler alınmadığı takdirde, 1971’deki parasal çöküş veya 2008 finansal krizi gibi bir senaryo ile karşı karşıya kalınabileceği konusunda uyardı.
Kontrolsüz borçlanmanın, para birimlerinin değerinin düşürülmesi, enflasyon yaratılması ve yatırımcı güvenini zedeleyerek hükümetlerin krizleri yönetme şekillerinde “şok edici gelişmelere” yol açabileceği konusunda uyardı.
Dalio ayrıca, artan iç ve uluslararası çatışmalarla aynı zamana denk gelen olası bir ekonomik durgunluk konusunda uyardı; bunun da finansal istikrarsızlığı artıracağını düşünüyor.
Kısa vadeli politika yaklaşımlarını eleştirdi ve sistemik risklerle başa çıkmak için pragmatik liderlik çağrısında bulundu. Özellikle, artan korumacılık ve parçalanan küresel tedarik zincirlerini artan ekonomik dalgalanmanın işaretleri olarak gösterdi.
Dalio, değişen küresel güç dinamiklerinin, özellikle Çin’in yükselişinin, uluslararası ilişkileri yeniden şekillendirebileceğini ve Amerikan ekonomik üstünlüğünü zorlayabileceğini belirtti.
Bu risklerin yönetilebilir olduğunu belirttiği halde, Dalio ciddi hasarların önlenmesi için acil ve koordineli hareket edilmesinin önemini vurguladı.
Açıklamaları, enflasyon konusundaki artan endişeyi, finansal kurumlara olan inancın zayıflamasını ve küresel sistemleri istikrara kavuşturmak için yapısal reformların gerekliliğini yansıtıyor.